RoHS direktifi (Restriction of Hazardous Substances), bazı tehlikeli kimyasal maddelerin elektrikli ve elektronik ürünlerde sınırlandırılması amacı ile tasarlanmış ve 2003 yılında yayınlanmıştır (2002/95/EC sayılı direktif).
Ülkemizde de bu direktif, Avrupa Birliği uyum çalışmaları kapsamında 2008 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından Elektrikli ve Elektronik Eşyalarda Bazı Zararlı Maddelerin Kullanımının Sınırlandırılmasına Dair Yönetmelik adıyla yayınlanmıştır (bu yönetmelik kısaca EEE Yönetmeliği olarak tanınmaktadır).
Söz konusu direktif ile yasaklanan kimyasal maddeler ve belirlenen sınır değerler şu şekildedir:
Kurşun (en yüksek 1000 ppm)
Civa (en yüksek 100 ppm)
Kadmiyum (en yüksek 100 ppm)
Artı 6 değerlikli Krom (en yüksek 1000 ppm)
Polibromürlü bifenil (en yüksek 1000 ppm)
Polibromürlü bifenil eterin (en yüksek 1000 ppm)
Ancak daha sonra RoHS direktifi yeniden ele alınmış ve 2011 yılında sınırlama getirilen kimyasal maddelerin kapsamı genişletilmiştir (2011/65/EU sayılı direktif). RoHS2 olarak bilinen bu direktifte şu kimyasal maddeler kapsama ilave edilmiştir:
Bis (2-etilheksil) fitalat (en yüksek 1000 ppm)
Butil benzil fitalat (en yüksek 1000 ppm)
Dibutil fitalat (en yüksek 1000 ppm)
Diizobutil fitalat (en yüksek 1000 ppm)
2013 yılında yayınlanan RoHS2 direktifi ile, elektrikli ve elektronik cihazlarda kullanılacak tehlikeli kimyasal madde ve miktar sınırlamalarının kapsamı genişletilmiştir. Bu yeni direktif ile tehlikeli maddelerin üretim sürecine girmesini önlemek ve bu şekilde bu maddeleri atık akışından uzak tutmak hedef alınmıştır. Bir yandan yeni ekipman kategorilerindeki kısıtlamalar genişletilirken, bir yandan da Avrupa Birliği ülkelerinde uygulanan benzer yasal düzenlemeler uyumlulaştırılmış ve daha basit ve daha etkili bir yaklaşım amaçlanmıştır.
RoHS2 direktifinin getirdiği bir başka önemli düzenleme de, üretici firmalara artık CE işaretleme zorunluluğunun getirilmiş olmasıdır. Bu durumda firmalar, CE işareti uygulama esaslarına uygun hareket etmek ve tüm yasal yükümlülüklerini yerine getirdiklerini ifade eden bir Avrupa Birliği uygunluk beyanı hazırlamak zorundadırlar.
Bu yeni düzenlemeler, tıbbi cihazlar, in vitro medikal cihazlar, endüstriyel olmayan izleme ve kontrol cihazları ve endüstriyel izleme ve kontrol cihazlarını da kapsamaktadır.
22 Temmuz 2019 tarihinden itibaren itibaren RoHS uygulaması, ürünlerin türü, tasarımı veya amacı ne olursa olsun her türlü elektrikli ve elektronik ürünlere uygulanacaktır.
İşletmeler 2003 yılında başlatılan RoHS uygulamasından ne faydalar elde etmişse, aynı şekilde RoHS2 uygulamasından da artan oranda faydalar elde etmişlerdir. Yine genişleyen kapsam bazında firmalar, insan sağlığına ve doğal çevrenin korunmasına verdikleri önemi, sahip oldukları RoHS2 Belgesi ile kanıtlamış olmaktadır. Esasen RoHS2 Belgesi olmadan Avrupa Birliği ülkelerine ve diğer ülkelere elektrikli ve elektronik ürün pazarlamaları mümkün olmamaktadır.
Nasıl CE işareti uygulaması Avrupa Birliği ülkelerinde başlatılmış bir uygulama olmasına rağmen kısa sürede yaygınlaşmış ve bütün dünyada bilinen ve aranan bir uygulama olmuşsa, benzer şekilde RoHS2 uygulaması da bütün ülkeler tarafından insan sağlığı ve doğal çevrenin korunması kaygıları ile kabul edilmiş bir uygulama olmuştur. Üstelik RoHS2 direktifi sınırlama getirilen kimyasal maddelerin istenen değerler içinde kullanıldığı, ürünler üzerine konulacak CE işareti ile tüketicilere gösterilmiş olmaktadır.
Bu durumda CE işareti ve RoHS2 direktiflerine uygun üretim yapan firmalar sorunsuz bir şekilde ürünlerini hem Avrupa Birliği ülkelerinde hem de diğer yabancı ülkelerde tüketicilere sunabilecektir. Bu da doğal olarak firmaların itibarını güçlendirecek ve rekabet güçlerini arttıracaktır.
Elektrikli ve elektronik ekipmanlar üreten bütün üretici firmalar, yetkili temsilcileri, ithalatçılar ve distribütörler, yasal düzenlemelere uymak zorundadır. Bununla birlikte, RoHS kapsamına giren işletmelerin takip etmesi gereken bazı yeni süreçler ve dokümantasyon gereksinimleri vardır. Distribütörler hariç her türlü işletme, ilgili uygunlukları sürdürmek zorunda kalacaktır.
Kısıtlama getirilen tehlikeli kimyasal maddelerin, elektrikli ve elektronik ürünler elden çıkarıldığı zaman, yani atık olmaları durumunda yönetilmesi kolay değildir. Bu yüzden bu maddeleri atık akışından uzak tutmak amacı ile, daha döngünün başında, yani üretim sırasında bazı kısıtlamalar konulması uygun görülmüştür.
Yeni RoHS2 düzenlemeleri 2 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir ve 2002 yılında yürürlüğe giren RoHS düzenlemelerinin yerine geçmiştir. Yeni düzenlemeler hem tehlikeli maddelerin kapsamını genişletmiş hem de CE işareti uygulamasını getirmiştir. Ayrıca üretici firmalar artık, tüm yasal yükümlülüklere uyfduklarını ifade eden bir uygunluk beyanı hazırlamak zorundadır. Üstelik sadece üretici firmalar değil, ithalatçılar firmalar ve yetkili temsilciler de uygunluk belgeleri hazırlamak zorundadır.
Kısıtlanan kimyasal maddelerin neler olduğu ve getirilen sınır değerleri yukarıda açıklanmıştır. In vitro dahil bütün tıbbi cihazlar ve endüstriyel olanlar dahil bütün izleme ve kontrol cihazları için kısıtlamalar 22 Temmuz 2021 tarihinden itibaren uygulanacaktır.
Bazı EEE türleri (Elektrikli ve Elektronik Eşyalarda Bazı Zararlı Maddelerin Kullanımının Sınırlandırılmasına Dair Yönetmelik kapsamına giren maddeler), bazı durumlarda kısıtlamalardan muaf tutulmuştur. Örneğin, özel olarak askeri amaçlar için yapılmış veya ulusal güvenlik için gerekli olan teçhizat, aktif tıbbi implantlar, fotovoltaik paneller, araştırma ve geliştirme için özel olarak tasarlanmış ekipman (profesyonel kullanım için), onboard motora sahip profesyonel kullanım için yol dışı mobil makinalar, büyük ölçekli sabit endüstriyel aletler, büyük ölçekli sabit tesisler ve özel olarak muaf tutulan başka tür bir ekipmanın parçası olacak şekilde tasarlanmış ekipman gibi.
Kısaca elektrikli ve elektronik ekipman üreten firmalar, bazı tehlikeli maddelerin bu tür cihazlarda kullanımını kısıtlayan RoHS2 düzenlemelerine uygun olmasını sağlamakla yükümlüdür. Bu çerçevede ürünlerin tasarım ve üretiminin RoHS2 ile uyumlu olmasını sağlamak ve etkili üretim kontrol sistemleri kurmak zorundadır. Ayrıca uygunluğu gösteren teknik dokümantasyon hazırlamak zorundadır. Firmalar tüm teknik belgeleri ve uygunluk beyanını 10 yıl süresince saklamak zorundadır. Bunlar tamamlandığı zaman firmalar ürün üzerine CE işaretini koyabilirler. Bu arada kullanım ömrü boyunca ürünlerin uyumlu kalmasını sağlamak için prosedürler oluşturulmalıdır. Bir nedenle geri çağrılmak zorunda kalınan ürünler için kayıt tutulmalı ve tedarik zincirinizdeki üyeler bu konulardan haberdar edilmelidir.
RoHS2 düzenlemelerine uymak için, firmaların yürürlükte olan etkin üretim kontrollerine sahip olmaları gerekmektedir.
Firmalar, ilgili düzenlemelere uyumu göstermek için teknik belgeleri derlemekten ve bunları teknik dosya içinde tutmaktan sorumludur. Bu dosya, ürünlerin tasarım, üretim ve işletimi hakkında ayrıntılı bilgiler içermelidir. Bu nedenle firmanın RoHS2 gerekliliklerini karşılayıp karşılamadığını değerlendirmeyi mümkün kılan önemli bir belgedir.
Bu yükümlülüklere uyumu gösterme konusunda yardımcı olmak için Avrupa Standartlar Örgütü tarafından EN 63000 standardı yayınlanmıştır. Bu standart, firmayı değerlendirmek ve gerekli teknik bilgi ve belgeleri sağlamak için bir şablon oluşturmaktadır. Firma uyumlaştırılmış bir standart kullanmamışsa, düzenlemelerin teknik gereklilikleri yerine getirdiğini kanıtlaması gerekmektedir.
Bu standart ülkemizde TSE tarafından şu başlıkla yayınlanmıştır: TS EN IEC 63000 Tehlikeli maddelerin kısıtlanmasına göre elektrikli ve elektronik mamullerin değerlendirilmesi için teknik dokümantasyon.
Kuruluşumuz, güçlü bir teknolojik altyapı ve eğitimli ve deneyimli uzman bir çalışan kadrosu ile müşterilerine, birçok sistem belgelendirme hizmetleri arasında, RoHS2 Belgesi belgelendirme hizmetleri de vermektedir.
Kuruluşumuz, bu belgelendirme hizmetlerini verirken, yerli ve yabancı kuruluşlar tarafından yayınlanan standartlara, dünyanın her yerinde kabul gören yöntemlere ve yürürlükte olan yasal düzenlemelere uymakta ve kaliteli, hızlı, kusursuz ve güvenilir bir hizmet vermektedir.
Başvuru yapan kuruluşun, ilgili standartın gerekliliklerini karşılayıp karşılamadığı hakkında inceleme yapılır.
Gerekli olan prosedürlerin ve denetimlerin hazır olup olmadığı konusunda inceleme yapılır ve kurumun değerlendirmeye hazırlık durumu kontrol edilir.
İlk iki aşama sonrasında mevcut ise yapılan her türlü düzeltici işlem gözden geçirilerek, kurumunuza ait belge hazırlama işlemi başlar.